- Amerika Siyonizmi tüm dünyayı ters köşe yaptı. Clinton gösterip Trump çıkarttı. Tıpkı Bush için yaptığı gibi oy çokluğunu Trump alamamasına rağmen seçimi açık ara kazandı. Bu da aslında önümüzdeki yıllarda da Trump’ın sürekli sağ gösterip sol vuracağının işareti olacak.
- Trump’ın geçmişine baktığımızda çoğu kişi “Büyük bir emlak kralı bla bla…” dan öte bir söz söyleyemiyor. Evet zengin adam. bu servetini emlaktan yapmış ama bu bizim Ağaoğlu’nda da var. Benim bahsetmek istediğim başka bir geçmiş var. O da sinema geçmişi. Amerika yıllar boyu gelecekte yapacaklarının ön provasını sinemalarda hem kendi halkına hem de dünya halkına izleterek herkesi bu gerçekleşecek olaya bilinçaltı olarak hazırlamıştır. Hollywood bu demektir. Zaten kelime anlamı Holly (Sihirli, Kutsal) ve Wood (Sopa, Değnek, Asa) olan bir yerleşim birimi ve bu yerleşim birimi üzerine kurulmuş bir sektör. Bu sektörün hem Roma da hem de Firavun devirlerinden Mısır’da varolan köklerini ilerde başka bir yazıda incelemeyi düşünüyorum.
Şimdi bu kadar derin kökü olan bir sektör ne alaka derseniz, Donald Trump pek çok farklı filmde oynamış. Hepsinde de küçük rollerde oynamış. Oynadığı filmlerin genelinde sübliminal mesajlar var. Mesela neredeyse hepimizin izlediği “Evde Tek Başına 2” Filminde ufak bir sahnesi var. Ya da Sex and The City gibi Amerika ve dünya’da çok meşhur bir dizi de. Bunları içeren bir videoyu size veriyorum.
Bu oynadığı bütün diziler ve filmler haricinde “Şeytan’ın Avukatı” isimli, cinsellik, şeytanla pazarlık ve dünyanın yozlaşmışlığını anlatan bir filmde ismi anılıyor. Ya da o meşhur olan Simpsons çizgi dizisinde Trump’a benzeyen karakterin başkan olması ve arkasından gelişen bazı olaylar. Aslında Trump hakkında gelişecek olaylara temel dayanağım Hollywood. - Amerika Hollywood’u çok seviyor. Çünkü dünyayı, dünyanın gözlerinin içine baka baka kandırmak gibi bir huyu var. Amerikan filmlerini iyi yorumlayarak Amerikan’ın önümüzdeki yirmi yıl içinde yapabileceklerini kestirmeniz mümkün. Bunu geçmişe bakarak görebiliyoruz.
- Trump hem seçim sürecinde, hem de başkan olmadan hemen önce yaşanan son süreçte gösterdi ki diğer Amerikan başkanları gibi bir üsluba sahip değil. Daha mahalle ağzıyla ve daha meydan okuyan tarzda konuşuyor. Demek ki Amerikan halkı artık resmi şekilde bıt bıt öten politikacıları değil meydanlarda yiğitlik yapan bir adamı istiyor başlarında. Bu değişiklik tanıdık geldi. “Nasıl iseniz öyle yönetilirsiniz” Hadis’i Şerifine şüphesiz Amerikan halkı da tabii. O yüzden bu yönetici profili değişikliği bize Amerikan halkındaki değişikliği de anlatıyor bir nebze
Gelelim Amerika’nın önümüzdeki dönemde yapabileceklerine.
Amerikan tarihinde savaşı vaadeden taraf cumhuriyetçiler, barışı vaadeden taraf demokratlar olmuştur her zaman. Ama geçmişe bakıldığında en çok savaş ve savaş harcaması demokrat başkanlar dönemlerinde olmuştur. Bu da bize aslında gösteriyor ki demokratlarda bi halt var. Bizim konumuz olan Trump ise cumhuriyetçi parti başkanı. Amerika’yı bir şirket gibi yönetmeyi vaadediyor. Ki bu konuda çok başarılı bir iş patronu. Ama bizdeki gibi hem işlerinin hem devletin başında olmayacakmış. İşlerinin tamamını iki oğluna devretmiş durumda şuan. Söylediğine göre maaş da almayacak. Bunlar ilginç. Çok tutarlı ve ülkesi için kendini feda etmiş gözü kara bir adam profili çiziyor. Önceki başkanların vaadettiği gibi dünya barışı için değil Amerika’nın iyiliği için çalıştığını ve çalışacağını görebiliriz. Zaten öncekiler de dünya barışı vaadedip başkalarının kanını emmişlerdi.
Diğer başkanların aksine Trump’tan dürüstlük bekleme ihtimalimiz yüksek. Eğer petrol için Irak’a girecek olursa bunu açık açık söylemesini beklerim mesela, ya da başka meselelerde. Aslında amacının demokrasi ya da başka şeyler değil Amerikan ekonomisini düzeltmek olduğunu BM toplantısında belirtebilir mesela. Yani Amerikan vampirliğini dürüstçe açıklayabilir en azından diye bekliyorum.
Ama bunlar haricinde Amerika önümüzdeki 4 veya 8 senede çok şeye gebe. Çünkü bu Trump için Hollywood ciddi hazırlık yaptı. Ciddi güven duygusu ve bağlılık oluşmuş durumda. Amerika önümüzdeki dönemde dünya kaderini etkileyecek bir işe girişecek. Bir savaş mı olur, yoksa büyük bir anlaşma mı olur veya Amerika’nın Hicaz politikalarında İsrail’le alakalı İsrail lehine bir gelişme mi olur kestirmek zor.
Ama bir tahmin yapmam gerekirse İsrail ile ilgili ciddi bir girişim olacak. Bu girişimde Müslümanlar aleyhine çok kötü işler gerçekleşecek. Şuan Filistin’de yaşananlardan daha kötü işler. Belki bir savaş olmaz. Çünkü Hicaz(Ortadoğu) büyük çaplı bir savaş için altyapıya sahip değil. Ancak küçük çaplı iç çatışmalar ilerliyor şuan. Ama mesela İsrail aynı Türkiye’nin yaptığı gibi kendi iç güvenliği bahanesiyle Suriye’ye girebilir. Şam’ı bile alabilir. Amerikan askerleri İsrail safında savaşarak bunu gerçekleştirebilir. Çok çok uzak değil.
Bu tabii ki tahmin. Benim tahminim. Ama bilhassa Hicaz meselesinde İsrail lehine çok büyük bir gelişme yaşanacağı kanaatindeyim.
Allah hayırlara vesile kılsın.
Bizim hayır gördüklerimizde şer, şer gördüklerimizde hayır olabilir. Allah en doğrusunu bilendir.
Selametle kalın
