Hadi Gel Yıkalım şu Süleymaniye’yi Desen

Gel Yıkalım Şu Süleymaniye'yi

“Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye’yi desen,
İki kazma kürek, iki de ırgat gerek,
Ancak hadi gel yapalım şunu geri desen,
Bir Sinan, bir de Süleyman gerek.”

Dizelerini bizlere ilk olarak Mehmet Akif söylemiş. Şimdi bakalım da arkamıza, bu dizeleri kime niye neden söylemiş.

Gel Yıkalım şu Süleymaniye’yi

Tamam yıkalım da neden yıkalım şu muhteşem eseri ki? Soralım bunu Akif’e. Bizler göremedik Mehmet Akif’i ama velev burada olsun. Nedenini bize anlatsın.

Süleymaniye aslında bizim tarihimizde çok önemli bir yere sahip. Süleymaniye bizde nizamı, düzeni, ihtişamı ve zerafeti bir arada bulunduran yapılardan biridir. Bu yapıyı tahlil etmek için kitaplar yazılmıştır ciltlerce. Benim şimdi bir kaç kelimeye sığdırmaya çalışmam olmaz. Ancak bir kaç kelime söylemem gerekirse Süleymaniye’ye bakan gözlerin çok dikkatli bakması gerektiğini söylerim. Hatta kendi gözlerimiz yetmez, bir uzamanın gözüyle, tarih uzmanı, mimari uzmanı ve sanat uzmanı olan üç ayrı kişiyle orayı gözlemlememiz, temaşa etmemiz gerekir. Yoksa bu konularda ilim sahibi olmayan bizim gözlerimizle oranın kıymetini tam anlamamız çok zor.

Süleymaniye’ni bu müthiş özelliklerine rağmen neden çok az turist geldiği sorusu geldi mi aklınıza peki. Hani hep o medeni(!) büyük toplum olan batı bu güzellikleri nasıl görmezden gelir?(!) Elcevap: Batı dediğimiz medeniyet güzellik görmez. Kendi istediğini görür. Allah’ın bize söylediği gibi onlar, yani gayrimüslim olanlar toplum olarak Müslümanlara ve onların yaptığı bütün güzel işlere karşıdırlar. Bunu açıkça dillendirmezler ancak bugün batı toplumuna baktığınızda bu dediğim mantığın izlerini çok rahat görürsünüz. Aslında dış politikamızı bu felsefe üzerinden inşa etmek gerek ancak bu başka bir konu, başka zaman değiniriz.

Turistler Süleymaniye’ye gelmezler fazla çünkü onlar bizdeki düzeni, ihtişamı zerafeti değil, kargaşayı,oryantal yanı görmek isterler. Mesela Sultanahmet’e gideler. Tam istedikleri, kafalarında kurguladıkları o egzotik doğu(!) toplumunu görmek için. Çünkü onlar varolana değil görmek istediklerine bakmak için geliyorlar.

Şimdi neden “Gel Yıkalım şu Süleymaniye’yi” der Mehmet Akif ona gelelim. Aslında bütün memleketteki güzellikleri kasteder. Çünkü coğrafyamızda atalarımızdan kalan güzelliklerin bir temsili olarak durur orada Süleymaniye.

İki kazma kürek, iki de ırgat gerek,

Aslında ikiden çok daha fazla gerek ancak yavaş yavaş da olsa iki kişi dahi toplumdaki bütün güzelliklerimizi yıkmaya, yakmaya muktedir olabilir. Bu kötülüklere, amaçlarını bilmediğimiz kişilere sayıları çok az da olsa dikkat etmemiz gerekir. Bu dikkat görünüşe değil zihniyete dikkat etmektir. Zihinlerimizin sağlam durması gerekir ve bu zihinleri sayıları çok az olan kişiler dahi bozabilir.

Ancak hadi gel yapalım şunu geri desen, Bir Sinan, bir de Süleyman gerek.

Dedik ya Süleymaniye bizim güzelliklerimizin bir miniyatürü gibi. İşte Mimar Sinan ve Sultan Süleyman da bizim tarihimizde çok büyük işler başarmış iki büyük şahsiyet. Zihinleri herhangi iki kişi yavaş yavaş da olsa yıkabiliyor olsa da, yeniden inşa etmek için büyük şahsiyetler lazım. Topluma önder olabilecek kişiler ancak bizleri daha ileri, İslam davasında çok ötelere taşıyabilir. Bu kutlu dava bizler için bir Sinan ve bir Süleyman ihtiyacı doğurur. Bu şahsiyetleri ise ancak nizami bir toplum ve Yavuz gibi bir baba yetiştirebilir. Bizim Süleymaniyemizi yeniden inşa etmek için ihtiyacımız olan bunlardır işte. Onlar Gel Yıkalım şu Süleymaniye’yi deseler de biz bir Sinan bir Süleyman yetiştireceğiz.

Alakalı Yazılar

3 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir