Çok Gülmek

Aslında gülmek genel olarak doğru kabul edilen ve yapılması istenen bir fiildir. Çoğu zamanda insanın yapmak için veya başkasının yapması için çabaladığı bir eylemdir. Ancak her fiilde olduğu gibi gülmek fiilinde de çeşitli sınırlar ve kaideler vardır.

Bu sınırlardan önemli olan birkaç tanesi vardır. Çok önemli olan bir tanesi az gülme sınırıdır.
Az gülen insanlar genellikle “mutsuz” yahut “sıkıntısı olan” kişi olarak atfedilir. Ancak, istisnaları olmakla beraber, bu durum genellikle böyle değildir. Az gülen insanlar daha çok toplum tarafından “içine kapanık” olarak tabir edilen kesime mensuptur. Bu bahsettiğim kişilerin az gülmesinden kastım kahkaha atmama, espri yapmama ve yapılan esprilere ağzının kenarıyla gülme, şeklinde davranışlar sergilemedir.
Bunların haricinde bir “hiç gülmeyen” tayfa vardır ki bu kesim insanlara usanç verme derecesinde inatçı ve sorunlu derecede içine kapanık kesimden oluşur. Bu kesimin duygularını ve derdini anlamak zordur. Genellikle kendi içlerinde yaşadıkları alemdeki sorunları unutarak biraz gülmeye başladıktan kısa süre sonra yeni sorunlarla karşılaşırlar ve tekrar eski hallerine dönerler ki bu durum onlarda bir kısır döngü haline gelmiştir. Bu kesimin sorunlarıyla uğraşıp dertlerine ortak olmak zordur ve zaten fazla arkadaşları da yoktur.

Amma, gülmek fiilini icra edenler arasında öyle bir kesim vardır ki o kesim en zorlusu ve sıkıntılı olanıdır.
Bu kesim güler. Burada sıkıntı yoktur ama bu kesimin sorunu, gülmek fiilini icra etme sebepleri eğlenmek gibi gözükse de aslında durum tam tersine bu fiili işleme sebepleri gerçekte yüreklerine gömdükleri acıları gizlemektir.
Bu gizleme işlemi o kadar ustacadır ki, nerdeyse hiçbir zaman gerçek gülme fiiliyle bu sahte gülüşleri ayırt etmenin yolunu bulamazsınız.
Bu şekilde gülen insanlar ekseriyetle zeki kişilerdir. Zira eğer gülmezse toplum tarafından dışlanacağını ve problemli bir insan olarak görüleceğini bildiğinden bu duruma girip dikkati üstüne çekmek istemez ve gülerler. Bu durumun asıl ve en büyük sıkıntısı ise bu şekilde gülen insanların genellikle kendi durumlarının farkında olamamalarıdır. Bu insanlar toplum içindeyken bu şekilde sürekli kahkahalar atarken, yalnızken daha kırılgan, diğer insanlara nazaran daha düşünceli ve ağlamaya daha fazla meyillidirler.
Bu tip insanlar gülmeyi alışkanlık haline getirmeden önce bir gün gülüp beş gün içine kapalı ve somurtkan olurken, ilerleyen zamanlarda bu durum alışkanlık haline geldiğinde çok uzun süreler boyunca gülerler ancak gülme enerjileri bitiveripte en sonunda çok büyük bir sorunla karşılaştıklarında öyle bir sıkıntıya düşüp daralırlar ki, bu durumdan onları çıkarmaya ne arkadaşlarının ne ailesinin gücü yeter. Çünkü bu kişilerin sorunları sadece karşılarındaki büyük olan gibi gözükse de, aslında onların sorunları yıllarca birikmiş olan ve yüreklerine gömdüklerinde oluşur. Ayrıyetten, diğer gülmeyen tayfaya göre bu kesim dertlerini o kadar derine gömerler ki, dertleri ortaya çıktığında karşılarında hem dertleri hem de yılların dertlerin üstüne örttüğü toprak yığınlarıyla uğraşmak zorunda kalırlar.
Bu kişinin bu durumdan kurtulmasının yolu tekrar gülemeye başlamak ve bol bol konuşmaktır.
Ancak tabi ki bu sorunun da asıl çözüm yolu dertlerini dostlarına anlatıp onlardan herhangi çözüm yolları istemektir. Dostların vereceği çözümler mümkün olmasa da burada asıl nokta derdini dostlarınla paylaşmak ve rahatlamaktır. Zira insana en faydalı fiillerden biri dertlerini dostlarınla paylaşmaktır. Derdin ne olursa olsun

Alakalı Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir