Bugün bizim ülkemizde dahi sokaktan geçen birilerine sorsam ki:”Amerika’yı kim keşfetti?” Diye vereceği cevaplar bellidir. Ya Cristof Kolomb der ya Amerikan Vespuci der yahut kimin keşfettiğini hatırlamıyorum der. Ama aramızda az insan sorar şu soruyu: Yahu Amerika eğer keşfedildiyse o topraklarda daha önce yaşayanlar kimdi? Onlar insan değil miydi ki onların yaşadığı topraklara ancak batılı beyaz erkek oralara ulaşınca insanlık oraya gitmiş oldu? Keşfetmek daha önce hiç görülmemiş bir şeyin bulunmasıdır. Madde olur, atom olur, yöntem olur, bir sürü şey keşfedilebilir. Ama be kardeşim üstünde insanların yaşadığı bi toprağı nasıl keşfedersin sen?? Bu mümkün değil.
Bakın işte bu müthiş bir algı yönetimidir.
Bütün dünyaya Amerika’nın keşfedildiğini öyle bir anlattılar ki, kimsenin aklına “burada daha önce yaşayan insanlara ne oldu?” Sorusu gelmedi. Çünkü oluşturdukları algıya göre onlar insan değildi ki. Onlar orada bulunan ve itlaf edilmesi gereken basit ve ilkel “canlılar”dı. Kimse kalkıp demedi “siz Kızılderilileri katlettiniz, koca bir ırkı yok ettiniz, 40 milyon insana canice soykırım uygulayıp yok ettiniz” kimse onlara bu suçlamayı yöneltmedi. Çünkü o algıya göre insan ancak batılı beyaz erkek idi. Mesela siyahlar da insan değildi. O yüzden öküz yerine tarlaya siyah bir insanı sürdüler. Kimse de ne yapıyorsun sen demedi. Ya da Hintlileri ölümüne çalıştırıp sömürdüler. Kimse onlara canisiniz demedi. Çünkü oluşturdukları algı gereği o kişiler insan değildi ki, onlar Hintli idi.
Geldiğimiz noktada ise durum hiç farklı değil.
Bugün gücü elinde bulunduran batıdan uzaklaştıkça insanın değeri azalıyor. Mesela İngiltere’de birisi öldüğünde kıyamet kopar. Tabi Batılı ve beyaz ise. Ama mesela Amerika’da bir siyah ölse aynısı olmaz. Çünkü siyahtır o. Tam insan değildir. Ya da Polonya’da 10 kişi ölse belki haber olur. Ukrayna’da en az 100 kişi lazım duyulması için. Türkiye’de 65 asker-polis 1 ayda can verdi dediğinde pek bi değeri yok mesela güçlü kafirlerin gözünde. Ya da bugün onlara göre insanı en değersiz olan bölge Mezopotamya(kafir deyimiyle Ortadoğu). 250 bin kişinin pek bir değeri yok orada. Yani öyle anca bir-iki haber arası bahsi geçecek bir mesele anca oluveriyor.
Bu iş hep böyleydi. Ve arkadaşlar sizi şok edecek bir cümle söleyeceğim; Hep böyle olacak.
Bunların insanlık dediği ne olaki?
Bu gücü elinde tutan kafir olduktan sonra asla ama asla adalet bulamayacağız. Amerika’dan yardım dileyen, “yahu bi görüşelim insaniyet namına, onlar hümanistler” diyerek bizi kandırıp, bilerek veya bilmeyerek kafirin içimizdeki taşeronluğunu yapanlar çok büyük bir yanılgı içerisindeler. Allah kafirleri dost edinmeyin dedi bize. Biz onlardan yardım dileyemeyiz. Bize düşen ancak çok çalışıp onlardan daha güçlü olmaktır. Onlardan adalet bekleyemeyiz. Ya da düzgün bir barış bekleyemeyiz. Her barışta onların kafir olduğunu ve sözlerimi tutmayacaklarını aklımızda bulundurmalıyız.
Bu mevzu aslında çok daha uzun. O sebeple kafire karşı tavrımızı anlatmaya çalışan bir yazıyı ayrıca yazmak isterim.
Selametle
