Ashabı Kehf

ashabi-kehf

Ashabı Kehf kimdir anlatayım. Şimdi bir zalim düşünün. Büyük bir zalim. Bu kişi bir Roma imparatoru olsun. Kaşını kaldırdığında su, gözünü kırptığında yemek önüne gelen bir imparator. Neredeyse bilinen tüm dünyaya hükmeden birisi. Hem de putperest. Bir de bu zalimin boyunduruğunda yaşayan bir halk düşünün. Hepsinin karnı tok sırtı pek. Ama istedikleri gibi dini yaşayamıyorlar. Baskı altındalar. Malum, tahrif olmamış Hrıstiyanlığın yayılma dönemleri. Bu halk bir türlü zalime baş kaldıramaz. Ama bir gün öyle bir olay olur ki, dilden dile, nesilden nesile dolaşır ve kainat kitabı Kuran-ı Kerim de dahi kendine yer bulur. Çünkü ibreti çok çok büyüktür. Bu olay Ashabı Kehf’in olayıdır. Kuran-ı Kerim de bizden Ashabı Kehf’e bakarak ibret almamızı istiyordur.

Bu olay aslında hepimizin bildiği Ashabı Kehf olayıdır. Ama mesele bilmek değil anlamak meselesidir.

Bu bir grup genç İmparatorun meclisinde insanlar kaşını kaldırmaya korkarken Tek Allah’ın adını haykırdılar ve yalan ilahları reddettiler. Daha sonra askerler tarafından öldürülmemek için kaçtılar. Çok uzun bir yoldan sonra bir mağara buldular sığınacak ve orada bir dua ettiler. “Ey Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve içinde bulunduğumuz şu durumda bize kurtuluş ve doğruluğa ulaşmayı kolaylaştır” [18/Kehf-10] diye dua ettiler. Daha sonra uyku bastırdı ve uyudular. Bu bi an bastıran uyku 300 yıl sürdü. Ashabı Kehf tam üçyüz yıl uyudular. Dile kolay. ÜÇYÜZ YIL. Daha sonra uyandıklarında hükümdar artık diniyle hükmediyordu ve bu gençler halk arasında kahraman ve efsane olarak dinin savunan gençler olarak anlatılıyordu. Sonrasında ise malum halk içine girdiler, tanındılar ve hükümdarın karşısına çıktıktan sonra ruhlarını teslim ettiler.   Bu hikaye çok bilinir. Çok sevdiğim ve çok dersler olan bir hikayedir. Ama bu hikayede benim bugün değinmek istediğim nokta Ashab-ı Kehf uyurken onların mağarasının önünde bekleyen köpek. Yani Kıtmir. Bu bekçi köpeği bu kutlu insanların mağarasının önünde 300 bekledi ve onları korudu. Ve nihayetinde o köpek cennete girecek 10 hayvandan birisi oldu. Peki bu köpek Nasıl oldu da cennete girdi? Rivayet köpeğin de uyuduğunu söylüyor. Yani aslında uyumaktan başka bi iş yapmadı. Ashabı Kehf’i koruduğunu söyleyen başka bir rivayet de var ancak iki türlü de aynı kapıya çıkıyor. Köpek cennette

Peki ne hikmet’e binaeyhn o köpek cennette?

Arkadaşlar, o köpek bize bugün öğretiyor ki kim olduğundan çok kiminle olduğun önemlidir. Kıtmir denilen hayvan bir köpekti. Bugün dokunması dahi haram olan, Şafii fıkhında birisi köpeğe dokunduğunda 7 farklı derenin suyunda 7 defa o dokunulan yerin yıkanılması gereken bir hayvan.

Ama o hayvan öyle kişilerle beraberdi ki, o beraberlik onu bu hayvanlıktan cennetin en yukarılarına taşıdı. Sadece ve sadece, kendisi hiç bir iş yapmadan, yanındaki, Allah’a tüm kalbiyle İman eden ve Hakkı haykıran o gençler sayesinde cennete girdi. Bu beraberlik bize bugün büyük bir ders veriyor. Kişi ne kadar iyi, doğru, dürüst olursa olsun aslında doğru yoksa olmayanlarla durdukça o da yoldan çıkıyor, yanlış yapıyor.

Zemin kayması dediğim de bu aslında.

Kalplerinde İman taşıyan gençler kendilerine İmanını yaşatabileceği bir zemin bulamadığı için kayboluyor, helak olup gidiyor. Bu örneği kendi gözlerimle defalarca gördüm. Nasıl ki Ashab-ı Kehf ile beraberken köpek dahi olsan cennete gidiyorsun, aynı şekilde kötü biriyle beraberken de seni çok rahat kendi cehennemine sürükleyebilir.

Diyeceğim odur ki, bizim ilk yapmamız gereken kendi İmanımızı kurtarmaktır. Bu kurtuluşta ancak imanlı kişilerle beraberken gerçekleşebilir. Başka türlü mümkün değil.

“Ama öyle arkadaş kalmadı” diyenlere ise on numara bir önerim var. İlkinden daha iyi bir yol. Eğer İmanlı kimse yoksa bulabildiğin, yalnız kal, arkadaşın olmasın. Bu da Rabb’imin sana bir imtihanıdır. Elbet senin yanına arkadaşlık edecek cennet ehli arkadaşlar gelir. Dünyada gelmezse o arkadaşlar sorun değil. 50 yıl yalnız yaşarsın. Ama sonsuzluğu, cennet ehli olduğu kesin olan milyonlarca kardeşinle beraber geçirirsin.

Sonsuzluğu ateşte geçirmek mi zor? Yoksa 50 yılı yalnız geçirmek mi?

Velhasıl. Hakiki İman edenle beraber olmak bambaşkadır. Vesselam.

Alakalı Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir