Ahmet Davutoğlu Hakkında

ahmed-davutoglu-hakkinda

Nispeten genç biri olarak söyleyebilirim ki dünyayı okumaya başladığım dönemin başından sonuna Recep Tayyip Erdoğan dışında bir başbakan görmedim. Ahmet Davutoğlu hariç.

Başarısı kıyaslamayla ölçülen başbakan Ahmet Davutoğlu

Kendi gözlerimle gördüklerime bakarak Ahmet Davutoğlu hakkında bir şeyler söylemem doğru olmaz. Çünkü kendi gözümle gördüğüm başka şeyler bana öğretti ki siyasi manada gördüğümüz neredeyse hiç bir şey aslında göründüğü gibi olmuyor.

Bazı gazetecilerle, tecrübeli abilerimizle, çeşitli teşkilatların içinden kişilerle oturup kalkma, sohbet etme fırsatım oldu. Bu fırsatları fena değerlendirmedim. O sohbetlerden bana çıkan en önemli ders ise gördüğün hiç bir şeye inanmaman gerektiği oldu.

Yani ne demek oluyor bu?

Böyle bir giriş yapmak istedim çünkü bizim avam halk olarak siyasette bildiklerimiz çok sınırlı. En büyük analist bile sadece düşünerek siyasette dönen tilkileri çözemez. İnanın bana çözemez. Kaldı ki çoğu zaman içeriden bilgi geldiği halde olayların tam maiyeti anlaşılamıyor. Çünkü zaten içeriden dışarı sızan bilgiler genellikle insanları manipule etme amacı taşıyor.

Şimdi Ahmet Davutoğlu başbakanlığının son günlerini yaşıyor.

Bu başbakanlığı bırakma işi ise kesinlikle basitçe yayınlanan bir pelikan bildirisiyle falan alakalı değil (Bakınız: Pelikan Bildirisi) Bu iş kesinlikle çok önceden planlı, programlı şekilde yürütülen bir operasyonun sonucu. Bu operasyon aslında 7 hazirandan beri devam eden bir süreç. Zaten halihazırda teşkilat içindeki sıkıntılar, başbakanın isteklerine karşı memnuniyetsizlikler biliniyordu. Bunun en keskin misali olarak benim ilk aklıma gelen mesele, Ahmet Davutoğlu ilçe parti teşkilat başkanlarının dahi mal varlıklarını açıklama zorunluluğu getirmek istemesiyle oldu. Burada tabii ki sadece ilçe başkanları değil, en düşük seviye olarak ilçe başkanları. İlçe başkanlarının üstünde duran bütün teşkilat mensupları mal varlıklarını açıklamak zorunda kalacaktı. Ahmet Davutoğlu istedi ancak bunu açıklar açıklamaz ardından Cumhurbaşkanı teşkilatlarda çalışacak kimse kalmaz diye alenen söyleyerek bu kanun değişikliğini engelletmişti.(Bakınız: Şeffaflık paketi)

Bu ve bunun gibi pek çok misal var, zamanı gelince genel olarak değerlendiririz.

Ahmet Davutoğlu’ndan bahsetmem gerekirse;

Onun hocalığı profesörlüğünden geliyor. Kendisi entellektüel bir şahsiyet. Hele başbakanlığından önce ve başlarında daha çok böyleydi. Başbakanlığı dönemi onu değiştirdi. Konuşmalarındaki dil değişti, kararları değişti, hatta benim en çok eleştirdiğim nokta olarak faizli bir krediyi kobilere açıklarken “o faiz onlara helali hoş olsun, faizini biz ödeyeceğiz” şeklinde bir sözü vardı. Faizi helali hoş kelimesiyle yan yana kullanması beni çok üzmüştü.

Zaten faiz konusuna girmeyelim. Girersek çıkamayız. O başka zamana

Kendisinin başbakanlığı bırakmasını ise şöyle yorumlayabilirim.

Çoğu kişi kendisini çok başarılı bulmaz. Bunun temelde 2 sebebi  var. 

  1. Başta bahsettiğim gibi çoğumuzun gözünü açtığından gördüğü 2. Başbakan oldu ve ilki karizmatik olduğu için bize çok başarılı gibi geliyordu. Ama Ahmet Davutoğlu’ndan daha başarılı değildi. Baktığın zaman fazlasını yapmadı. 
  2. Halk olarak çok karizmatik olmayı başarılı olmaya denk tutuyoruz. İlme kıymet vermiyoruz. Ahmet Davutoğlu’nun da namı var ancak bizim gördüğümüz ilk başbakanın namı yanında sönük kalıyor.

Ahmet Davutoğlu’nun bıraktıkları

Ahmet Davutoğlu zaten dışişleri bakanlığına başladığı günden beri dikkatimi çok çeken, kendisine saygı duyduğum bir isim. Bu başbakanlığının ardından bize bıraktığı siyasi bir miras var. Ancak içeriden ve dışarıdan baskılara dayanamayarak görevi bıraktı. Son olarak Ahmet Davutoğlu’nun son sözlerine dikkat çekmek istiyorum. Şöyle demişti

Görev süremizin 4 yıl sürmemesi benim tercihim değil, bir zaruretin sonucudur.

(Bakınız: Tercihim değil, Zaruretin sonucudur)

Zaten görev bırakacağının açıklanmasının hemen ardından yapılan bazı makamlardan “düşük profilli başbakan isteniyor” söylemleri bizlere gösteriyor ki Ahmet Davutoğlu gibi iş yapan değil de daha çok cumhurbaşkanına itaat eden birisinin başbakan olması ve itaat ederek o makamda durması isteniyor(Bakınız: Düşük Profilli Başbakan )

Allah Hayırlısını versin. Selametle kalın

Bir önceki yazım olan Terör Gerçekleri başlıklı makalede Türkiye ve dünyada genel olarak terör hakkında bilinen ve bilinmeyen bazı gerçekleri anlatmaya çalıştım. Okumanızı tavsiye ederim

Alakalı Yazılar

2 yorum

  1. Ahmet davutoglu cok durust bir insan basbakanlikta kalmasi lazim onun gibi bir insan turkiyede zor yetisir giderse iyi olmaz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir