Üstüne bir ağırlık çöktü Yavuz’un. Ama nasıl bir ağırlık ki görülmemiş, yaşanmamış gibiydi sanki. Ya da sadece Yavuz öyle olduğunu düşünüyordu. Uzun uzun baktı geceye ve karanlığa, dostlarını düşündü. Onları severdi, onlarla muhabbet ederdi, tıpkı bir dost gibi. Kimisiyle sürekli, kimisiyle aydan aya. Ama birisine bir kere dostum dedimi, Yavuz’u kimse tutamazdı, çünkü o artık […]
Uyku
Yavuz yine şafağı izliyordu. Bakıyordu ufka uzun uzun ve düşünmek istiyordu o düşünmekten hep kaçtığını. Aynı anda uykuya bir çare arıyordu. İnsandaki şu uyku hastalığını nasıl tedavi edebilirim? Herkesin sadece şu şafağı izlemek için dahi olsa saatlerce uykusuz kalmasına değerdi. Ama bunu onlara nasıl anlatabilirim? Diye düşündü, belki saniyeler, belki dakikalar, belki saatlerce; o düşünmek […]
Hırsız
Bitiremedi elindeki kitabı. Çalışmamıştı ama yorgundu, uyumak istiyordu ama uykusu yoktu, gelmeyecekti ama bekliyordu. Kitap sıkıcıydı, okudu okudu ve en sonunda okuyamadı, bıraktı. Açtı penceresini, sessizliği kokladı kana kana. Baktı, bakabildiği kadar uzak ufuklara, kaldırdı başını ve yıldızları aradı. Ama yoklardı.
Şafağın Karanlığı
Evinde oturmuş sabahı bekliyordu Yavuz yine. Pencerenin önünde, zamana göre sanki çok önce doğması gereken ama o insanların zamanı kandırıp saatlere hapsettiği şafağı bekliyordu.
Yürüyordu..
Uzun yolda tek başınaydı. Yürüyordu, yürüyordu.. Hani günlerce su içmemiş birinin su içmeye nasıl ihtiyacı varsa, onun da aynen öyle yürümeye ihtiyacı vardı ve o da yürüyordu. Sanki yıllardır yürüyordu ve sanki yıllarca yürüyecekmiş gibi hissediyordu ama yol yavaş yavaş bitiyordu.
Bismillah
Bismillah her hayrın başıdır derken bile aslında sadece taklidi imanımızı ispatlıyoruz. Zira Bu sözü Said Nursi Hazretleri söylememiş olsaydı bizim bu sözü söylemesek bile bu sözün gerçek anlamını içten içe kavramak konusunda büyük sıkıntılarımız olacaktı.